Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
Spanish - English
History
up on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"up on"
in Turkish English Dictionary : 4 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
up on
adj.
haberdar
2
General
up on
adj.
güncel durumu bilen
3
General
up on
adj.
son gelişmeler ile ilgili bilgi sahibi
4
General
up on
adj.
yenilikleri takip eden
Meanings of
"up on"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
easing up on foreign investment
n.
yabancı ülkelerdeki yatırımlarda kolaylık
2
General
fix up on
v.
anlaşmak
3
General
tighten up on
v.
kanunu daha etkili bir hale getirmek
4
General
take someone up on his offer
v.
birinin teklifini kabul etmek
5
General
tighten up on
v.
sertleştirmek
6
General
gang up on
v.
karşı cephe oluşturmak (birine)
7
General
fix up on
v.
kararlaştırmak
8
General
catch up on
v.
yakalamak
9
General
bone up on
v.
çok çalışmak
10
General
hang up on someone
v.
telefonu suratına kapatmak
11
General
sneak up on
v.
gizlice yaklaşmak
12
General
catch up on
v.
ihmal edilmiş bir işi yapmak
13
General
catch up on
v.
(arada olup biteni) öğrenmek
14
General
bone up on a subject
v.
kısa zamanda bir konuyu çalışıp öğrenmek
15
General
check up on
v.
göz atmak
16
General
hang up on someone
v.
telefonu yüzüne kapatmak
17
General
bone up on
v.
ineklemek
18
General
be hung up on
v.
tutturmak
19
General
brush up on
v.
bilgiyi tazelemek
20
General
gang up on
v.
toplanıp karşı saldırmaya hazırlanmak
21
General
step up on
v.
çıkmak
22
General
turn thumbs up on
v.
kabul etmek
23
General
catch up on
v.
tamamlamak
24
General
double up on
v.
paylaşmak
25
General
set someone up on a throne
v.
birini bir tahta geçirmek
26
General
catch up on
v.
yetişmek
27
General
put on make up
v.
makyaj yapmak
28
General
catch up on
v.
biriken işleri yapmak
29
General
catch up on
v.
ertelenmiş bir işi yapmak
30
General
check up on
v.
gözden geçirmek
31
General
check up on
v.
kontrol etmek
32
General
stock up on
v.
oldukça çok miktarda satın almak
33
General
wake up on the wrong side of bed
v.
ters tarafından kalkmak
34
General
set up on open market
v.
pazar kurmak
35
General
take someone up on her offer
v.
birinin teklifini kabul etmek
36
General
get up on the wrong side of the bed
v.
ters tarafından kalkmak
37
General
double up on
v.
bölüşmek
38
General
take up on
v.
birinin önerisini kabul etmek
39
General
get caught up on
v.
bitirilmemiş işleri tamamlamak
40
General
set something up on fire
v.
yangın çıkarmak
41
General
set something up on fire
v.
ateşe vermek
42
General
catch up on
v.
zaman açığını gidermek
43
General
catch up on
v.
arayı kapatmak
44
General
check up on
v.
araştırmak
45
General
check up on
v.
soruşturmak
46
General
creep up on
v.
-e hissettirmeden yaklaşmak
47
General
put on make-up
v.
boyanmak
48
General
put on make-up
v.
makyaj yapmak
49
General
gen up on
v.
hakkındaki her şeyi öğrenmek
50
General
gang up on
v.
örgütlenmek
51
General
gen up on
v.
hakkındaki her şeyi bilmek
52
General
gang up on
v.
çeteleşmek
53
General
gang up on
v.
örgüt kurmak
54
General
gen up on
v.
anlamak
55
General
gang up on
v.
teşkilatlanmak
56
General
gen up on
v.
kavramak
57
General
check up on
v.
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak
58
General
be up on
v.
haberdar olmak
59
General
come up short on money
v.
parası çıkışmamak
60
General
come up short on money
v.
parası yetmemek
61
General
read up on
v.
araştırma yapmak
62
General
be stacked up on top of each other
v.
üst üste olmak
63
General
log many nautical miles up on its last voyage
v.
(gemi) son yolculuğunda çok mesafe/deniz mili katetmek
64
General
end up on a desert island
v.
ıssız adaya düşmek
65
General
pick (it) up on the first ring
v.
ilk çaldırışta telefona bakmak
66
General
pick (it) up on the first ring
v.
ilk çaldırışta telefonu açmak
67
General
pick (it) up on the first ring
v.
ilk çaldırışta telefona cevap vermek
68
General
give up seat to elderly on bus
v.
otobüste yaşlılara yer vermek
69
General
come up on the screen
v.
(telefon vb) ekranda çıkmak
70
General
ask someone on the bus to give (up) their seat for
v.
otobüste yer istemek
71
General
one up on
adj.
bir adım önde
72
General
dependent (up)on
adj.
yerine göre
73
General
contingent (up)on
adj.
yerine göre
74
General
dependant (up)on
adj.
yerine göre
75
General
on the up grade
adv.
iyileşmekte
76
General
well up on the list
adv.
listenin başlarında
77
General
depending (up)on
prep.
yerine göre
78
General
bring that up again and we'll vote on it
interj.
konuyu tekrar aç ve oylayalım
Phrasals
79
Phrasals
read up on
v.
okuyup inceleyerek öğrenmek
80
Phrasals
read up on
v.
kitaplardan bilgi edinmek
81
Phrasals
pick up on
v.
anlamak
82
Phrasals
pick up on
v.
idrak etmek
83
Phrasals
pick up on
v.
takdir etmek
84
Phrasals
pick up on
v.
farkına varmak
85
Phrasals
pick up on
v.
benimsemek
86
Phrasals
pick up on
v.
kullanmaya başlamak
87
Phrasals
gang up on
v.
birine karşı birleşmek
88
Phrasals
clean up on
v.
bozguna uğratmak
89
Phrasals
throw up on someone
v.
birinin üzerine kusmak
90
Phrasals
stock up on something
v.
bir şeyi stoklamak
91
Phrasals
throw up on someone
v.
birinin üstüne kusmak
92
Phrasals
steal up on someone
v.
birine sessizce/sinsice yaklaşmak
93
Phrasals
line up on something
v.
bir şeyin üzerinde sıraya girmek/sıra yapmak
94
Phrasals
step up on
v.
bir şeyin üstüne çıkmak
95
Phrasals
creep up on
v.
çaktırmadan yanaşmak
96
Phrasals
tank up on something
v.
çok/tıka basa içmek
97
Phrasals
study up on someone or something
v.
hakkında bilgi toplamak
98
Phrasals
creep up on
v.
hissettirmeden yakınlaşmak
99
Phrasals
clean up on
v.
hezimete uğratmak
100
Phrasals
creep up on
v.
farkına varmadan gelmek
101
Phrasals
creep up on
v.
farkına varmadan yaklaşmak
102
Phrasals
clean up on
v.
kar sağlamak
103
Phrasals
creep up on
v.
sezdirmeden sokulmak
104
Phrasals
creep up on
v.
sessizce yaklaşmak
105
Phrasals
slack up on something
v.
serbest bırakmak/gevşetmek
106
Phrasals
clean up on
v.
para kazanmak
107
Phrasals
creep up on
v.
sürünerek yaklaşmak
108
Phrasals
slip up on
v.
sessizce/gizlice/sinsice yanaşmak
109
Phrasals
hang up on someone
v.
telefonu yüzüne kapamak
110
Phrasals
hang up on someone
v.
telefonu yüze kapamak
111
Phrasals
slip up on
v.
(bir şeyi gözden kaçırarak/dalgınlıkla) hata/yanlış yapmak
112
Phrasals
give up on
v.
vazgeçmek
113
Phrasals
give up on
v.
yüzüstü bırakmak
114
Phrasals
push up on
v.
yukarı doğru kaldırmak
115
Phrasals
read up on something
v.
(kütüphanede/okuyarak) bir şey hakkında bilgi toplamak
116
Phrasals
pull (one) up on (something)
v.
(birini bir şeyden) sorumlu tutmak
117
Phrasals
pull (one) up on (something)
v.
(birini bir şeyden) mesul tutmak
118
Phrasals
whip up on
v.
yenmek
119
Phrasals
whip up on
v.
üstün gelmek
120
Phrasals
whip up on
v.
geride bırakmak
121
Phrasals
load up on (something)
v.
kendini (bir şeyle) doyurmak
122
Phrasals
load up on (something)
v.
bol miktarda (bir şey) yemek/içmek
123
Phrasals
load up on (something)
v.
tıka basa (bir şey) yemek/içmek
124
Phrasals
load up on (something)
v.
doyana kadar (bir şey) yemek/içmek
125
Phrasals
push up on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yükseltmek
126
Phrasals
push up on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yukarı doğru itmek
127
Phrasals
push up on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yukarı doğru kaldırmak
128
Phrasals
rub up on
v.
-e sürünmek
129
Phrasals
rub up on
v.
'-e sürtünmek
130
Phrasals
rub up on
v.
'-e sürünüp/sürtünüp durmak
131
Phrasals
rub up on
v.
-i tekrar hatırlamak
132
Phrasals
rub up on
v.
ile ilgili hafızasını tazelemek/canlandırmak
133
Phrasals
rub up on
v.
'-e tekrar ısınmak
134
Phrasals
rub up on
v.
ile ilgili bilgisini tazelemek
135
Phrasals
rub up on
v.
'-in üzerinden geçmek
136
Phrasals
stay up on (something
v.
(bir şeyi) yakından takip etmek
137
Phrasals
stay up on (something
v.
(bir şeyden) haberdar olmak
138
Phrasals
stay up on (something
v.
(bir şey) hakkındaki son gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olmak
139
Phrasals
beat up on someone
v.
birini hırpalamak
140
Phrasals
beat up on someone
v.
birine vurmak
141
Phrasals
beat up on someone
v.
birini dövmek
142
Phrasals
beat up on someone
v.
birini yumruklamak
143
Phrasals
beat up on someone
v.
birine girişmek
144
Phrasals
beat up on someone
v.
birini pataklamak
145
Phrasals
bone up (on something)
v.
(bir şeye) çalışmak
146
Phrasals
bone up (on something)
v.
(bir şeye) çalışarak hazırlanmak
147
Phrasals
bone up (on something)
v.
(bir şeyi) iyice öğrenmek
148
Phrasals
bring up on
v.
bir alışkanlıkla yetiştirmek
149
Phrasals
bring up on
v.
belli bir şekilde yetiştirmek
150
Phrasals
bring up on
v.
ile büyütmek/beslemek
151
Phrasals
brush up (on something)
v.
(bilgisini) tazelemek
152
Phrasals
brush up (on something)
v.
(bilgisini) yenilemek
153
Phrasals
brush up (on something)
v.
(bilgisini) geliştirmek
154
Phrasals
catch someone up on (someone or something)
v.
birine (birinde/bir şeyden) haber vermek
155
Phrasals
catch up on (something)
v.
(bir şeyi) öğrenmek
156
Phrasals
catch up on (something)
v.
gündemi yakalamak
157
Phrasals
catch up on (something)
v.
(bir şeyle) ilgili arayı kapatmak
158
Phrasals
catch up on (something)
v.
(ihmal edilmiş bir işi) yapmak
159
Phrasals
catch up on (something)
v.
(ertelenmiş bir işi) yapmak
160
Phrasals
catch up on (something)
v.
(bir şeyi) telafi etmek
161
Phrasals
check up on (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
162
Phrasals
check up on (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak
163
Phrasals
check up on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
164
Phrasals
check up on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek
165
Phrasals
check up on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) nasıl olduğuna bakmak
166
Phrasals
check up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uğrayıp nasıl olduğuna/iyi mi diye bakmak
167
Phrasals
check up on (someone)
v.
(birini) kontrol edip durmak
168
Phrasals
check up on (someone)
v.
(birini) zırt pırt kontrol etmek
169
Phrasals
check up on (someone)
v.
(birini) zırt pırt denetlemek
170
Phrasals
check up on (someone)
v.
(birine) gelip gelip bakmak
171
Phrasals
check up on (someone)
v.
(birinin) tepesine dikilmek
172
Phrasals
check up (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) denetlemek
173
Phrasals
check up (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
174
Phrasals
clean up on (something)
v.
(bir şeyden) parsayı toplamak
175
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çaktırmadan yanaşmak
176
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hissettirmeden yakınlaşmak
177
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sessizce yaklaşmak
178
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sezdirmeden sokulmak
179
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinsice yaklaşmak
180
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yavaşça sokulmak
181
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinsice sokulmak
182
Phrasals
creep up on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek
183
Phrasals
ease up (on someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı azaltmak/kaldırmak
184
Phrasals
ease up (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) salmak/bırakmak
185
Phrasals
ease up (on someone)
v.
(bir şeyi) azaltmak
186
Phrasals
ease up (on someone)
v.
(bir şeyin) sıklığını/yoğunluğunu düşürmek
187
Phrasals
foist (someone something) (up)on (one)
v.
(birini/bir şeyi birinin) başına yıkmak
188
Phrasals
foist (someone something) (up)on (one)
v.
(birini/bir şeyi birine) yamamak
189
Phrasals
foist (someone something) (up)on (one)
v.
(birini/bir şeyi birine) kakalamak
190
Phrasals
foist (someone something) (up)on (one)
v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak
191
Phrasals
follow up (on someone)
v.
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek
192
Phrasals
follow up on something
v.
araştırmak
193
Phrasals
follow up on something
v.
göz atmak
194
Phrasals
follow up on something
v.
incelemek
195
Phrasals
follow up on something
v.
bir şeyi takip/kontrol etmek
196
Phrasals
follow up on something
v.
bir şeyi izlemek
197
Phrasals
follow up on (something)
v.
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak
198
Phrasals
follow up on (something)
v.
biriyle irtibata geçip (bir şeyin) gidişatı/durumu hakkında bilgi almak
199
Phrasals
follow up on (something)
v.
(bir işin) yapılıp yapılmadığından emin olmak için söz konusu kişiyle irtibat halinde olmak
200
Phrasals
follow up on (something)
v.
(bir şeyi) takip/kontrol etmek
201
Phrasals
follow up on (something)
v.
(bir şeyin) gidişatını takip/kontrol etmek
202
Phrasals
gang up (on someone)
v.
(birine karşı) birlik olmak
203
Phrasals
gang up (on someone)
v.
birlik olup (birine) saldırmak
204
Phrasals
gang up (on someone)
v.
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek
205
Phrasals
gang up on (one)
v.
(birine karşı) birlik olmak
206
Phrasals
gang up on (one)
v.
birlik olup (birine) saldırmak
207
Phrasals
gang up on (one)
v.
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek
208
Phrasals
gen (someone) up on (something) [uk]
v.
(birini bir konuda) bilgilendirmek
209
Phrasals
gen (someone) up on (something) [uk]
v.
(birine bir şey) hakkında bilgi vermek
210
Phrasals
gen (someone) up on (something) [uk]
v.
(birini bir konuda) eğitmek
211
Phrasals
gen up on (something)
v.
(bir konuda) bilgilenmek
212
Phrasals
gen up on (something)
v.
(bir konuda) kendini eğitmek
213
Phrasals
gen up on (something)
v.
(bir şeye) çalışmak
214
Phrasals
give up (on someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) vazgeçmek
215
Phrasals
give up (on someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) umudunu kesmek
216
Phrasals
give up (on someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bırakmak
217
Phrasals
give up on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) umudu/ümidi kesmek
218
Phrasals
give up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) inancını kaybetmek
219
Phrasals
impose something (up)on someone
v.
birine bir şey dayatmak
220
Phrasals
impose something (up)on someone
v.
birine zorla bir şey kabul ettirmek
221
Phrasals
impose something (up)on someone
v.
birine bir şeyi empoze etmek
222
Phrasals
invoke (something) (up)on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye bir şey) olsun diye dua etmek
223
Phrasals
invoke (something) (up)on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) çağırmak
224
Phrasals
let up (on someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine fazla düşmemek/varmamak
225
Phrasals
let up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı daha hoşgörülü olmak
226
Phrasals
let up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı daha az acımasız olmak
227
Phrasals
let up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) müsamaha göstermek
228
Phrasals
let up on
v.
üzerine fazla düşmemek/varmamak
229
Phrasals
let up on
v.
'-e karşı daha hoşgörülü olmak
230
Phrasals
let up on
v.
'-e karşı daha az acımasız olmak
231
Phrasals
let up on
v.
'-e müsamaha göstermek
232
Phrasals
line up on
v.
-in üzerinde sıralanmak
233
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde sıraya girmek
234
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde dizilmek
235
Phrasals
line up on
v.
boyunca sıralanmak/dizilmek
236
Phrasals
line up on
v.
-in üzerinde sıralamak
237
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde sıraya sokmak
238
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde dizmek
239
Phrasals
line up on
v.
boyunca sıralamak/dizmek
240
Phrasals
line up on
v.
-in üzerine sıralamak
241
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerine dizmek
242
Phrasals
sneak up on someone
v.
birisine sinsice yaklaşmak
243
Phrasals
sneak up on someone
v.
birisine sessizce yaklaşmak
244
Phrasals
pin (something) up on (something)
v.
(bir şeyi bir şeye) iğneyle tutturmak/asmak
245
Phrasals
pin (something) up on (something)
v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğnelemek/asmak
246
Phrasals
pin (something) up on (something)
v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak
247
Phrasals
pin (something) up on (something)
v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iliştirmek
248
Phrasals
pin up on
v.
-e iğneyle tutturmak/asmak
249
Phrasals
pin up on
v.
'-in üstüne iğnelemek/asmak
250
Phrasals
pin up on
v.
'-in üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak
251
Phrasals
pin up on
v.
'-in üstüne iliştirmek
252
Phrasals
press (something) (up)on (one)
v.
(birine bir şeyi) ısrarla/zorla vermeye çalışmak
253
Phrasals
read up on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında okumak
254
Phrasals
read up on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında okuyarak bilgi edinmek
255
Phrasals
read up on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında araştırma yapmak
256
Phrasals
read up on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında okuyup inceleyerek öğrenmek
257
Phrasals
read up on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında kitaplardan bilgi edinmek
258
Phrasals
roll up on (someone or something)
v.
(tekerlekli bir araçla) gelmek
259
Phrasals
roll up on (someone or something)
v.
(tekerlekli bir araçla) ulaşmak
260
Phrasals
roll up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinsice yaklaşmak
261
Phrasals
roll up on (someone or something)
v.
gizlice (birinin/bir şeyin) yanına sokulmak
262
Phrasals
run up on (someone or something)
v.
koşup (birine/bir şeye) saldırmak
263
Phrasals
run up on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek
264
Phrasals
run up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru hızla yaklaşmak
265
Phrasals
run up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru kaçınılmaz bir şekilde yaklaşmak
266
Phrasals
run up on (someone or something)
v.
(rakibiyle/rakibine karşı) arayı açmak
267
Phrasals
slack up (on someone)
v.
(birini) rahat bırakmak
268
Phrasals
slack up (on someone)
v.
(birini) eleştirmeyi bırakmak
269
Phrasals
slack up (on someone)
v.
(birine) baskı yapmayı bırakmak
270
Phrasals
slip up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinsice yaklaşmak
271
Phrasals
slip up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çaktırmadan/fark ettirmeden yaklaşmak
272
Phrasals
slip up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gizlice yaklaşmak
273
Phrasals
slip up on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) sinsice yanına sokulmak
274
Phrasals
slip up on (someone)
v.
(biri) farkına varmadan oluvermek
275
Phrasals
slip up on (something)
v.
(bir şeyde) yanlışlık yapmak
276
Phrasals
slip up on (something)
v.
(bir şeyde) kaydırma yapmak
277
Phrasals
slip up on (something)
v.
(bir şeyde) hata yapmak
278
Phrasals
sneak up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gizlice/sinsice yaklaşmak
279
Phrasals
sneak up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) fark ettirmeden/çaktırmadan yaklaşmak
280
Phrasals
sneak up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) fark ettirmeden gelip çatmak
281
Phrasals
sneak up (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru sinsi sinsi yaklaşmak
282
Phrasals
steal up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinsice yaklaşmak
283
Phrasals
steal up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sessizce yaklaşmak
284
Phrasals
steal up on (someone)
v.
(birine) fark ettirmeden olmak
285
Phrasals
steal up on (someone)
v.
(birine) fark ettirmeden gelip çatmak
286
Phrasals
steal up on (someone)
v.
(biri) için aniden/hissettirmeden olmak/gelişmek
287
Phrasals
study up on
v.
hakkında bilgi toplamak
288
Phrasals
swot up (on something)
v.
(bir şeye) çok çalışmak
289
Phrasals
swot up (on something)
v.
(bir şeye) ineklemek
290
Phrasals
swot up (on something)
v.
(bir şeye) yoğun çalışmak
291
Phrasals
swot up (on something)
v.
(bir şeye) sıkı çalışmak
292
Phrasals
take (one) up on (something)
v.
(birinin) daha önceden ettiği bir teklifi kabul etmek/değerlendirmek
293
Phrasals
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) kafayı takmış
294
Phrasals
hung up (on someone or something)
adj.
(birini/bir şeyi) seven
295
Phrasals
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) düşkün
296
Phrasals
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) saplantılı
297
Phrasals
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) tutkun
Phrases
298
Phrases
in case end up on a desert island
expr.
ıssız adaya düşersen
299
Phrases
never give up on your dream
expr.
hayalinden asla vazgeçme
Colloquial
300
Colloquial
leg up on
n.
-e karşı avantaj
301
Colloquial
leg up on
n.
'-e karşı üstünlük
302
Colloquial
leg up on (one)
n.
(birine) karşı avantaj
303
Colloquial
leg up on (one)
n.
(birine) karşı üstünlük
304
Colloquial
throw up on someone
v.
birisinin üzerine kusmak
305
Colloquial
show up on the dot
v.
tam zamanında ulaşmak
306
Colloquial
show up on the dot
v.
tam vaktinde varmak
307
Colloquial
show up on the dot
v.
tam zamanında varmak
308
Colloquial
show up on the dot
v.
tam vaktinde gelmek
309
Colloquial
be all up on someone
v.
üzerine atlamak
310
Colloquial
be one up on somebody
v.
birinden üstün olmak
311
Colloquial
be one up on somebody
v.
birinden bir adım önde olmak
312
Colloquial
be one up on somebody
v.
birinden avantajlı durumda olmak
313
Colloquial
be one up on somebody
v.
birinden önde olmak
314
Colloquial
get one up on somebody
v.
birinden üstün olmak
315
Colloquial
get one up on somebody
v.
birinden bir adım önde olmak
316
Colloquial
get one up on somebody
v.
birinden avantajlı durumda olmak
317
Colloquial
get one up on somebody
v.
birinden önde olmak
318
Colloquial
have one up on somebody
v.
birinden üstün olmak
319
Colloquial
have one up on somebody
v.
birinden bir adım önde olmak
320
Colloquial
have one up on somebody
v.
birinden avantajlı durumda olmak
321
Colloquial
have one up on somebody
v.
birinden önde olmak
322
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
323
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
324
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
325
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
326
Colloquial
have one up on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak
327
Colloquial
be on the up and up
v.
dürüst ve saygılı olmak
328
Colloquial
catch up on sleep
v.
uykusunu alabilmek
329
Colloquial
be one up on someone
v.
birinden üstün olmak
330
Colloquial
be one up on someone
v.
birinden bir adım önde olmak
331
Colloquial
be one up on someone
v.
birinden avantajlı durumda olmak
332
Colloquial
be one up on someone
v.
birinden önde olmak
333
Colloquial
goof up (on something)
v.
(bir şeyi) bozmak
334
Colloquial
goof up (on something)
v.
(bir şeyi) becerememek
335
Colloquial
goof up (on something)
v.
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
336
Colloquial
jacked up on (something)
adj.
bir şeyle aşırı enerjik olmuş
337
Colloquial
jacked up on (something)
adj.
bir şeyden dolayı aşırı heyecanlı
338
Colloquial
jacked up on (something)
adj.
bir şeyle enerji dolmuş
339
Colloquial
jacked up on (something)
adj.
bir şeyden dolayı yerinde duramayan
340
Colloquial
jacked up on (something)
adj.
bir şeyle enerji patlaması yaşayan
341
Colloquial
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) abayı yakmış
342
Colloquial
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) tutulmuş
343
Colloquial
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) takılıp kalmış
344
Colloquial
hung up (on someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) kafayı takmış
345
Colloquial
hepped up on (something)
adj.
(bir şeyden) kafayı bulmuş
346
Colloquial
hepped up on (something)
adj.
(bir şey) nedeniyle kafası güzel/sarhoş
347
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
son derece dürüst
348
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
son derece saygılı
349
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
son derece düzgün/doğru
350
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
apaçık
351
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
yasal
352
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
meşru
353
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
içten
354
Colloquial
on the up and up [us]
expr.
samimi
355
Colloquial
on the up and up
expr.
giderek gelişen
356
Colloquial
on the up and up
expr.
gelişme kaydeden
357
Colloquial
on the up and up
expr.
giderek başarılı olan
358
Colloquial
on the up and up
expr.
başarısı artan
359
Colloquial
on the up and up
expr.
yükselişte
360
Colloquial
on the way up
expr.
yükselmekte
361
Colloquial
on the way up
expr.
basamakları tırmanmakta
362
Colloquial
on the way up
expr.
hiyerarşide yükselmekte
363
Colloquial
on the way up
expr.
pozisyonunu yükseltmekte
364
Colloquial
on the way up
expr.
kariyerinde ilerlemekte/yükselmekte
365
Colloquial
on the way up
expr.
konumunu yükseltmekte
366
Colloquial
one up (on someone)
expr.
(birinden) üstün
367
Colloquial
one up (on someone)
expr.
(birinden) bir adım önde
368
Colloquial
one up (on someone)
expr.
(birinden) avantajlı durumda
369
Colloquial
one up (on someone)
expr.
(birinden) önde
370
Colloquial
up on (something)
expr.
(bir şeye) aşina
371
Colloquial
up on (something)
expr.
(bir şeyi) bilen
372
Colloquial
up on (something)
expr.
(bir şeyle) ilgili bilgi sahibi
Idioms
373
Idioms
be up on (something)
v.
son bilgileri almak/edinmek
374
Idioms
be up on (something)
v.
son gelişmeleri almak/edinmek
375
Idioms
be up on (something)
v.
güncellemek
376
Idioms
be up on (something)
v.
gelişmeleri bilmek/takip etmek
377
Idioms
be up on (something)
v.
haberdar olmak
378
Idioms
be up on
v.
son bilgileri almak/edinmek
379
Idioms
be up on
v.
son gelişmeleri almak/edinmek
380
Idioms
be up on
v.
güncellemek
381
Idioms
be up on
v.
gelişmeleri bilmek/takip etmek
382
Idioms
be up on
v.
haberdar olmak
383
Idioms
bring (one) up on (something)
v.
çocuğunu bir alışkanlıkla yetiştirmek
384
Idioms
bring (one) up on (something)
v.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek
385
Idioms
bring (one) up on (something)
v.
çocuğunu (bir şeyle) büyütmek/beslemek
386
Idioms
bring someone up on something
v.
çocuğunu bir alışkanlıkla yetiştirmek
387
Idioms
bring someone up on something
v.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek
388
Idioms
bring someone up on something
v.
çocuğunu (bir şeyle) büyütmek/beslemek
389
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birine) dava açmak
390
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birini bir şeyle) suçlamak
391
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birine) dava açmak
392
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birini) mahkemeye vermek
393
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birini) hakim önüne çıkarmak
394
Idioms
check up on
v.
analiz etmek
395
Idioms
pick up on something
v.
anlamak
396
Idioms
check up on
v.
araştırmak
397
Idioms
turn the heat up on someone
v.
birine baskı yapmak
398
Idioms
pick up on something
v.
bir konuya değinmek
399
Idioms
be well up on something
v.
bir konuda iyi/kapsamlı bilgi sahibi olmak
400
Idioms
dig some dirt up on someone
v.
birisinin olumsuz taraflarını ifşa etmek
401
Idioms
bring someone up-to-date on
v.
birisini son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek
402
Idioms
turn up the heat on someone
v.
birine baskı yapmak
403
Idioms
turn up the heat on someone
v.
birinin üzerindeki baskıyı artırmak
404
Idioms
dig some dirt up on someone
v.
birisinin kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak
405
Idioms
hung up on somebody
v.
birine kafayı takmış olmak
406
Idioms
dig some dirt up on someone
v.
birisinin olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak
407
Idioms
let up on somebody
v.
birinin üzerine fazla düşmemek/varmamak
408
Idioms
hung up on somebody
v.
birine abayı (fena) yakmış olmak
409
Idioms
be on the up-and-up
v.
başarılı olmak
410
Idioms
turn the heat up on someone
v.
birinin üzerindeki baskıyı artırmak
411
Idioms
pick up on something
v.
çabucak anlamak
412
Idioms
check up on
v.
denetlemek
413
Idioms
be jacked up on something
v.
heyecana kapılmak
414
Idioms
pick up on something
v.
hemen kavramak
415
Idioms
pick up on something
v.
fark etmek
416
Idioms
be on the up-and-up
v.
gelişme kaydetmek
417
Idioms
be jacked up on something
v.
enerji dolu olmak
418
Idioms
turn thumbs up on something
v.
olumlu bulmak
419
Idioms
be up on all the trends
v.
modayı sıkı sıkıya takip etmek
420
Idioms
hung up on somebody
v.
kafayı biriyle bozmuş olmak
421
Idioms
pick up on something
v.
önceki (daha önce konuşulan) konuya geri dönmek
422
Idioms
check what's up/going on/happening
v.
ne olup bittiğine bakmak
423
Idioms
check up on
v.
sorguya çekmek
424
Idioms
check up on
v.
sorgulamak
425
Idioms
get up on one's hind legs
v.
sinirlenmek
426
Idioms
get up on one's hind legs
v.
sinirlenmeye başlamak
427
Idioms
end up back on the street
v.
tekrar sokaklara düşmek
428
Idioms
hang up on somebody
v.
telefonu birinin yüzüne kapatmak
429
Idioms
hang up on somebody
v.
telefonu birinin suratına kapatmak
430
Idioms
bone up on something
v.
(bir sınava) çalışmak
431
Idioms
get up on one's hind legs
v.
(at) huysuzlanmak
432
Idioms
clean up on something
v.
(bir şeyden) çok para kazanmak
433
Idioms
have a leg up on somebody
v.
(birine göre) daha avantajlı olmak
434
Idioms
fatten up on (something)
v.
(bir şey) yiyerek kilo almak
435
Idioms
get a leg up on (someone)
v.
(birine) karşı avantajlı durumda olmak
436
Idioms
get a leg up on (someone)
v.
(birine) karşı avantaj kazanmak
437
Idioms
get a leg up on (someone)
v.
bir adım önde olmak
438
Idioms
get a leg up on (someone)
v.
bir adım öne geçmek
439
Idioms
get one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
440
Idioms
get one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
441
Idioms
get one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek
442
Idioms
get one up on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak
443
Idioms
get one up on (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir adım önde olmak
444
Idioms
get up on its hind legs
v.
arka ayaklarının üstüne kalkmak (dört bacaklı bir hayvan)
445
Idioms
get up on its hind legs
v.
arka ayaklarının üstünde durmak (dört bacaklı bir hayvan)
446
Idioms
get up on its hind legs
v.
iki bacağının üstünde durmak (dört bacaklı bir havyan)
447
Idioms
get up on its hind legs
v.
iki bacağının üstüne kalkmak (dört bacaklı bir hayvan)
448
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
449
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini ürpertmek
450
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) dehşete düşürmek
451
Idioms
make the hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) korkutmak
452
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
453
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birinin) tüylerini ürpertmek
454
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) dehşete düşürmek
455
Idioms
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
v.
(birini) korkutmak
456
Idioms
stand up on (one's) hind legs
v.
ayağa kalkmak
457
Idioms
stand up on (one's) hind legs
v.
konuşma yapmak için ayağa kalkmak
458
Idioms
stand up on (one's) hind legs
v.
yerinden kalkmak
459
Idioms
serve up on a plate
v.
altın tepside sunmak
460
Idioms
serve up on a plate
v.
birinin bir şeyi fazla çaba harcamadan kolaylıkla elde etmesini sağlamak
461
Idioms
serve up on a plate
v.
kolayca vermek
462
Idioms
be not well up on something
v.
bir konuda iyi/kapsamlı bilgi sahibi olmamak
463
Idioms
be on the up and up
v.
yükselişte olmak
464
Idioms
be on the up and up
v.
iyiye gitmek
465
Idioms
be on the up and up
v.
giderek daha başarılı olmak
466
Idioms
be up on somebody
v.
birinden üstün olmak
467
Idioms
be up on somebody
v.
birinden bir adım önde olmak
468
Idioms
be up on somebody
v.
birinden avantajlı durumda olmak
469
Idioms
be up on somebody
v.
birinden önde olmak
470
Idioms
have one up on somebody
v.
birinden üstün olmak
471
Idioms
have one up on somebody
v.
birinden bir adım önde olmak
472
Idioms
have one up on somebody
v.
birinden avantajlı durumda olmak
473
Idioms
have one up on somebody
v.
birinden önde olmak
474
Idioms
get one up on somebody
v.
birinden üstün olmak
475
Idioms
get one up on somebody
v.
birinden bir adım önde olmak
476
Idioms
get one up on somebody
v.
birinden avantajlı durumda olmak
477
Idioms
get one up on somebody
v.
birinden önde olmak
478
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birini (biri/bir şey hakkında/konusunda) güncellemek
479
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
480
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) güncellemek
481
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
482
Idioms
dig up dirt on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak
483
Idioms
dig up dirt on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak
484
Idioms
dig up dirt on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) olumsuz taraflarını ifşa etmek
485
Idioms
dig up dirt on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) foyasını ortaya/meydana çıkarmak
486
Idioms
get up on hind legs
v.
sinirlenmek
487
Idioms
get up on hind legs
v.
sinirlenmeye başlamak
488
Idioms
get up on hind legs
v.
(at) huysuzlanmak
489
Idioms
get up on hind legs
v.
arka ayaklarının üstüne kalkmak (dört bacaklı bir hayvan)
490
Idioms
get up on hind legs
v.
arka ayaklarının üstünde durmak (dört bacaklı bir hayvan)
491
Idioms
get up on hind legs
v.
şaha kalkmak
492
Idioms
get up on the wrong side of bed
v.
ters tarafından kalkmak
493
Idioms
get up on the wrong side of bed
v.
tersinden kalkmak
494
Idioms
get up on the wrong side of bed
v.
solundan kalkmak
495
Idioms
give up on (something)
v.
(bir şeyi) bırakmak
496
Idioms
give up on (something)
v.
(bir şeyi) yarıda bırakmak
497
Idioms
give up on (something)
v.
(bir şeyden) vazgeçmek
498
Idioms
have got a leg up on (someone)
v.
(birine göre) daha avantajlı olmak
499
Idioms
place (someone or something) (up) on a pedestal
v.
(birini/bir şeyi) yere göğe sığdıramamak
500
Idioms
place (someone or something) (up) on a pedestal
v.
(birini/bir şeyi) baş tacı etmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of up on
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy